Çalışmaların habersiz ve izinsiz başladığını ifade eden mahalle sakinleri, çalışmaların durdurulmasını istedi. Bulak Köyü Muhtarı Mehmet Günbir, "Hafriyata başlamışlar tesadüf eseri bilgimiz oldu. Bulak Köyüne en ufak bilgi verilmemiştir. Bulak Köyü yok sayılmaktadır. Bulak Köyünde tapulu arazilere ve ormana büyük bir tecavüz olmuştur" dedi.
Safranbolu’ya bağlı Bulak köyünde 2 yıldır yapılması planlanan ve köy halkının karşı çıkması ile mahkeme süreci devam eden baraj projesinin çalışmaları başladı. Bulak köyü sakinleri sabah saatlerinde çalışmaların başladığı alanda toplanarak iş makinelerinin çalışmalarına tepki gösterdi. Buraların kendilerinin tapulu arazileri olduğunu ve izinsiz çalışma yapıldığını ifade eden köylüler, çalışmaların durdurulmasını istedi.
“Bu proje tamamen kişiye özeldir”
Ardından toplanarak Karabük Valiliği'ne giden köylüler Valiliğe çalışmaların durdurulması için dilekçe verdi. Toplanan imzalar hakkında konuşan Bulak Muhtarı Mehmet Günbir, şunları söyledi:
"Çalışmaların köylülere haber verilmeden ve izinsiz başladığını söyleyen Bulak Köyü Muhtarı Mehmet Günbir, "Adının konulamadığı bir baraj, gölet, su kuyusu gibi bir proje var. Bu bizim istemediğimiz kamunun yararına olmayan kişiye özel yapıldığını düşündüğümüz bir proje. Devlet Su İşleri 23. Bölge Müdürü Yasin Devrim’in yaptığı bir proje var. Burada haksızlık var kamu zararımız var buna karşı olduğumuz için bu toplantıyı yapmış bulunuyoruz. Bulak Köyüne gölet, baraj adı ne olursa olsun kesinlikle böyle bir şey istemiyoruz. Bu kamunun yararına değildir, milletin yararına değildir bu kişiye özel Kastamonu DSİ 23. Bölge Müdürü Yasin Devrim’in hazırladığı veya hazırlatıldığı bir projedir. Buna karşı olduğumuz için haksızlığa uğradığımız için buradayız."
Günbir, çalışmaları tesadüfen gördüklerini belirterek, "Dün akşam tesadüf eseri bu bölgede işlem yapmışlar hafriyata başlamışlar tesadüf eseri bilgimiz oldu. Sanki gecekondu yapar gibi iki gün önce başlamışlar Bulak Köyüne en ufak bilgi verilmemiştir. Bulak Köyü yok sayılmaktadır. Bulak Köyünde tapulu arazilere ve ormana büyük bir tecavüz olmuştur" diye konuştu.
"Hukuk da göz ardı edilmiştir"
Sözlerine devam eden Günbir, “Köyün ana su boruları zarar görmüştür. Şu anda valimiz talimat vermiş sanırım tamiratını yapacaklar. Bu konuda çok rahatsız yani bu proje tamamen kişiye özeldir. Şu anda Vali Bey'in talimatıyla durduruldu. Mahkeme süreci devam etmektedir bu bölgede daha önce 41 yıl süren bir Safranbolu’yla su paylaşımı yapılmış kesin mahkeme kararı olan bölgeye bu yapılmaktadır. Burada hukuk göz ardı edilmiştir. Şu anda oranın başlama gibi ellerinde belgeleri yoktu, ihalesi herhangi bir şey böyle bir şey yapılmamış. Bize sanki gecekondu yapar gibi direkt başlamışlar. Bizden saklayarak yani iki gün daha şey yapsalar komple Bulak köyünün su hattı komple kesilecekti" diye konuştu.
"Tapulu arazilere de girilmiş izinsiz"
Köy sakinlerinden Naciye Günsel ise su kaynaklarının zarar gördüğünü belirterek; "Biz köyümüze baraj istemiyoruz yani kısa ve net ormana dokunulmasını istemiyoruz. Suyumuz mahvolmuş 4 gündür bulanık sularımız. Orada duruyoruz DSİ cevap vermiyor, yetkili hiçbir insan yok karşımızda. Orman işletmesinden yok, orman işletmesi neden öyle ağaçları katlediyor? Nerede orman işletmesi? Nerede DSİ? Tapulu arazilere de girilmiş izinsiz orada hiçbir yetkili yok ama kepçeler var kesilmiş her yer izin istenmeden yapılan bir şey köylünün rızası yok burada aslında" diye ifade etti.
Köylülerden Şule Kemik de projeye karşı verilen mücadelenin 25 aydır sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Bulak köyü olarak 25 aydır muhtarımız köydeki büyüklerimiz bu konuyla ilgileniyor gerektiği yerlere dilekçe verildi, imzalar toplandı böyle bir şeyin olamayacağını zaten mahkeme kararı olduğunu muhtarımız açıkladı. Mahkeme kararına karşılık insanları yani hukuku hiçe sayarak bunu yapıyorlar bir de amaçları su, ama şöyle bir şey var. Suyun debisini ölçtüklerini söylüyorlar yetersiz olduğunu söylüyorlar. 'Peki dedik yetersiz olduğunu söylüyorsunuz yetersiz su için neden bu kadar masraf yapılıyor? Neden bu doğa katlediliyor?' dediğimizde sesleri çıkmıyor. Biz işte burada başka şeyler arıyoruz yani bu amaç su değil başka şeyler buralarda işte rant meselesi, işte şahsa hizmet. Oteller mi yapılacak? İşte kafeteryalar mı yapılacak? böyle şeyler mi var. Burada yapılan şey ağaç katliamı, doğa katliamı köyümüzün suyu, işte ağaçlarımız meyve ağaçlarımız bağımız bahçemiz her şeyimiz hayvanlar burada etkilenen sadece yani bizde değiliz doğadaki hayvanlar her şey yani bütün ekolojik sistem bozulacak bunu bildikleri halde dinlemiyorlar. Hiçbir devlet yetkilisine biz sesimizi duyuramadık zaten."
