İstanbul
Orta şiddetli yağmur
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
En Son Olay Gündem Havaalanlarının İnsan Davranışı Üzerinde Etkisi

Havaalanlarının İnsan Davranışı Üzerinde Etkisi

Havaalanlarında yoga yapanlar, sabahın köründe sarhoş olup bağıranlar ya da uçağın kapısını açmaya çalışanlar. Tüm gariplikler neden orada yaşanıyor?

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Havaalanlarında insanlar bazen gerçekten tuhaf davranabiliyor.

Kimileri yerde uyuyor, kimileri ekranın önünde yoga yapıyor, bazılarıysa sabahın erken saatinde kavga çıkarıyor.

Her şey o kapılardan geçtikten sonra bir anda değişiyor gibi değil mi?

Sanki hepimiz “başka bir yere” geçiyoruz ama o yerin neresi olduğunu tam da kestiremiyoruz.

Peki, ne oluyor bize bu yerlerde?

Gelin araştırma sonuçlarına bakalım.

KaynakHenüz uçak kalkmadan kafalarda “rahatlamış tatil modu” açılıyor.

Bu da beraberinde gevşeklik, sınırların silinmesi ve bazen aşırıya kaçan davranışları getiriyor.

Sabah saatlerinde içilen içkiler ya da normalde yapılmayacak hareketler, “tatil ya” bahanesiyle kendini göstermeye başlıyor.

Ancak bazıları için havaalanları tam tersi bir etki yaratıyor.

Uçuş kaygısı, kalabalık, yüksek sesler ve zaman baskısı birleşince sinirler iyice geriliyor.

Ortamın verdiği yoğun uyarılma hali, kişileri kolayca stresli, gergin ve tahammülsüz hale getiriyor.

Psikoloji alanında çevresel stresörlerin insan davranışını etkilediği uzun zamandır bilinen bir gerçek.

Havaalanları da bu açıdan tam bir eşik alanı.

Ne tamamen bir yere aitsiniz, ne de artık önceki yerdesiniz.

Ulusal sınırlar bu noktada önemini yitiriyor çünkü güvenlik kapısından geçtiğinizde artık resmen hiçbir yerde oluyorsunuz.

Benzer bir şey zaman için de geçerli.

Saat kaç olduğunun, hangi günün içinde olduğunuzun ya da nerede uyandığınızın pek bir anlamı kalmıyor.

Bazı uçuşlar, saat farkı yüzünden kalktığınızdan daha erken bir saatte iniş yapabiliyor.

Zamanın ve mekanın buharlaştığı bu bölgede, kendinizi ister istemez biraz kaybolmuş hissediyorsunuz.

Ancak havaalanlarında bu tanımların çoğu geçici olarak devre dışı kalıyor.

Artık ne iş yerinizdesiniz, ne evde.

Yeni biri olma ihtimali zihinde belirmeye başlıyor.

Belki de o yüzden, bazı insanlar burada hiç tanımadıkları yabancılarla samimi sohbetlere giriyor, kimi zaman aşırıya kaçıyor, kimi zaman içten davranıyor.

Bu alanlarda sosyal sınırlar gevşediği gibi kişisel sınırlar da bulanıklaşıyor.

Bu yüzden hem anti-sosyal hem de aşırı sosyal davranışlar aynı anda ortaya çıkabiliyor.

Bir yanda sarhoş olup ortalığı birbirine katanlar, diğer yanda yan koltuktakiyle içten bir tatil sohbeti yapanlar...

Normal hayatlarımızda, “ego” dediğimiz mantıklı tarafımız ipleri elinde tutar.

Ancak bastırılmış duygular, dürtüler ve istekler “id” içinde gizlidir ve uygun fırsatı bekler.İşte havaalanları, bu bastırılmış “id” için ideal bir zemin olabilir.

Sınırların kalktığı, kuralların bulanıklaştığı, zamanın anlamsızlaştığı bu ortamlarda, insanın içindeki dürtüsel taraf yüzeye çıkabilir. Üstüne bir de alkol veya yorgunluk eklendiğinde, id kontrolü tamamen ele geçirebilir.

Bunlar kontrolün sizde olmadığını hatırlatır.

Oysa zaman üzerinde kontrol sahibi olmak insan psikolojisi için önemlidir.

Kontrol kaybı, kaygıyı tetikler ve bu da birçok davranışın değişmesine yol açar.

Ancak bu “boşluk hissi” herkeste kötü sonuçlar doğurmaz.

Kimileri için bu geçici kayıtsızlık, rahatlatıcı bir özgürlük duygusuna da dönüşebilir.

Zamanın dışına çıkmak, kendi rollerinden sıyrılmak, yeni bir kimliğe bürünmek...

Havaalanları, kimileri için adeta bir rol değiştirme sahnesi olabilir.

Zaman ve mekan algısının kaybolduğu, kuralların esnediği ve kimliklerin silikleştiği bu alanlarda, biz de biraz değişiyoruz. İster uçuş kaygısı, ister özgürlük hissi olsun...

Havaalanı kapısından geçtiğimiz anda, artık “biz” dediğimiz şey geçici olarak dönüşmeye başlıyor.

Belki de bu yüzden orada yaşananlar bazen absürt, bazen komik ama çoğunlukla unutulmaz oluyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *