Market raflarında gezinirken tavuk yumurtalarının farklı çeşitlerini, hatta çoğu zaman bıldırcın yumurtalarını da görebiliyoruz.
Ama hiç hindi yumurtasıyla karşılaştınız mı?
Muhtemelen hayır ve bu durum birçok kişinin kafasında aynı soruyu oluşturuyor.
Oysa hindiler yılın geri kalanında da et olarak bolca tüketiliyorlar.
Peki bu kadar popüler bir hayvanın yumurtaları neden bizimle buluşamıyor?
Kaynak 1, Kaynak 2Aslında hindi yumurtası tadı açısından son derece yenilebilir ve lezzetlidir.
Yani rafta olmamasının sebebi “tadı güzel değil” gibi bir neden değil.
Ancak işin ekonomik tarafına bakıldığında işler biraz karışıyor.
Tavuklar ya da ördekler her gün bir yumurta verebilirken, bir dişi hindi haftada yalnızca iki yumurta bırakıyor.
Hal böyle olunca hindi yumurtası üretmek ciddi anlamda zaman, sabır ve daha da önemlisi alan istiyor. Çünkü hindiler, tavuklara göre daha geç olgunlaşıyor; tavuklar 5. ayda yumurtlamaya başlarken, hindilerin bu seviyeye gelmesi 7 ayı buluyor. Üstelik daha büyük oldukları için daha fazla yem yiyor ve daha büyük yaşam alanlarına ihtiyaç duyuyorlar.
Tüm bu ekstra bakım, zaman ve alan ihtiyacı doğal olarak maliyete de yansıyor.
Yani daha satışa sunulmadan bile tavuk yumurtalarının iki katı fiyata denk geliyor.
Böyle bir durumda üreticiler için hindi yumurtası yetiştirmek pek de mantıklı bir yatırım olmuyor. Çünkü tüketici, bu kadar pahalı bir yumurtaya ekstra bir lezzet ya da fayda beklentisiyle yaklaşır ama hindi yumurtası, tat bakımından tavuk yumurtasından çok da farklı değil.
Tek farkı daha büyük olması ve daha kalın bir kabuğa sahip oluşu. İşte bu nedenle hindi yumurtası lüks sınıfına girebilir ama çoğu kişi için o fiyatı karşılayacak bir deneyim sunmuyor.
Ancak yaygınlaşması için hem üretim maliyetlerinin düşmesi hem de tüketicinin buna gerçekten istekli olması gerekiyor. Şimdilik, hindi yumurtası üreticiler için fazla uğraş, tüketiciler içinse fazla para demek.
O yüzden marketlerde hindi etine rastlamak kolayken, yumurtasını görmek neredeyse imkansız.
Bir gün lüks kategorisinden çıkarsa, belki de o raflarda biz de görebiliriz kim bilir?