Mantarlar, yaklaşık 155.000’i tanımlanmış 2,5 milyon türüyle hayvanlardan sonra dünyanın en büyük alemi olarak kabul ediliyor. Ancak, tarım, ormansızlaşma ve kentsel yayılma gibi insan faaliyetleri, bu canlıları ciddi şekilde tehdit ediyor. Özellikle gübrelerden ve motor kirliliğinden kaynaklanan azot ve amonyak akışı, Avrupa’da 91 mantar türünü tehdit ederken, kereste üretimi için yapılan ormansızlaşma 198 türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
IUCN Genel Direktörü Dr. Grethel Aguilar, mantarların sağlıklı ekosistemlerin temelini oluşturan “dünyadaki yaşamın isimsiz kahramanları” olduğunu belirterek, şimdiye kadar bu konuda yeterince adım atılmadığını vurguladı. Aguilar, bu bilgilerin harekete geçmek için bir fırsat sunduğunu ve doğanın sürdürülebilirliği için mantar krallığının korunmasının şart olduğunu söyledi.
Raporda, Finlandiya, İsveç ve Rusya’daki yaşlı çam ormanlarının yüzde 30’unun 1975’ten bu yana kesildiği belirtiliyor. Bu durum, dev şövalye (Tricholoma colossus) gibi nadir türlerin savunmasız hale gelmesine neden oluyor. Aynı şekilde ABD’deki orman yangınlarının artan sıklığı da 50’den fazla mantar türünü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
IUCN’nin Kırmızı Liste Yetkilisi Koordinatörü Prof. Anders Dahlberg, mantarların genellikle yeraltında ya da ahşapların içinde gizli yaşadığını ancak kayıplarının yer üstündeki yaşamı da ciddi şekilde etkilediğini belirtti. Dahlberg, mantarların tarımda, ağaçların büyümesinde ve toprakta karbon depolama gibi birçok ekosistem hizmeti sağladığını hatırlattı.
Mantarların kaybının, ekinlerde ve ağaçlarda kuraklık ve patojen direnci gibi hayati süreçleri zayıflatacağı vurgulanıyor. Ayrıca mantarların, kirlenmiş alanların temizlenmesinde biyoremediasyon gibi süreçlerde kullanılması nedeniyle kayıpları, çevresel açıdan da olumsuz sonuçlara yol açabilir.
IUCN'nin raporu sadece mantarlarla sınırlı değil. Yemen'in Sokotra Adası’ndaki sığla ağaçlarının da ciddi tehlike altında olduğunu ortaya koyuyor. Artan kasırgalar, ani seller ve toprak kaymaları, bu ağaçların köklerinden sökülmesine yol açıyor. Sokotra’da altı sığla türü, hassas kategoriden tehlike altında kategorisine geçerken, üç tür ise kritik tehlike altında olarak değerlendirildi.
Uzmanlar, mantarları korumak için daha fazla yaşlı ormanın korunması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca ormancılık uygulamalarının mantarları dikkate alması ve yangın yoğunluğunun proaktif bir şekilde yönetilmesi gerektiği belirtiliyor.