İstanbul
Yağmur ve kar
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
En Son Olay Sağlık Şekerli İçecekler Ağız Kanseri Riskini Artırıyor mu?

Şekerli İçecekler Ağız Kanseri Riskini Artırıyor mu?

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Risk Beş Kat Daha Fazla!

Yeni bir araştırmaya göre, günde en az bir adet şekerle tatlandırılmış içecek tüketen kadınlarda, ayda bir kereden daha az tüketenlere kıyasla ağız boşluğu, yani dil, diş eti, ağız tabanı kanseri riski yaklaşık beş kat daha yüksek. Sigara içmeyen ya da sadece ara sıra sigara içen ve alkol kullanmayan ya da çok az alkol tüketen kadınlarda, günde en az bir şekerli içecek içenlerin ağız kanserine yakalanma riski, ayda bir kereden az içenlere göre 5,46 kat daha yüksek bulundu.

ABD merkezli bu çalışma, Luis Gomez-Castillo tarafından yürütülmüş olup, 13 Mart 2025’te JAMA Otolaryngology — Head & Neck Surgery dergisinde yayımlandı.

Çalışmanın Detayları

Son 30 yılda, sigara içmeyen bireylerde ağız boşluğu kanseri vakalarının arttığı gözlemlendi. Bu artış özellikle beyaz tenli kadınlar arasında belirgin hale geldi.

Sigara içmeyen kişilerde gelişen ağız boşluğu kanserlerinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Genel olarak, insan papilloma virüsü (HPV) özellikle boğaz ve bademcik kanserleriyle ilişkilendirilirken, bu çalışmada sigara kullanmayan kişilerde ortaya çıkan ağız boşluğu kanserleri ile HPV arasında anlamlı bir bağlantı bulunamamıştır. Yani, sigara ve alkol gibi bilinen risk faktörleri olmayan bireylerde ağız kanserinin hangi mekanizmalarla geliştiği henüz net olarak açıklanamamaktadır.

Bu kapsamda, araştırmacılar ABD’de yürütülen Hemşirelerin Sağlık Çalışması (Nurses' Health Study 1986-2016) ve Nurses' Health Study II (1991-2017) kapsamında 163 bin kadının verilerini inceledi. Çalışmaya dahil edilen kadınların ortalama yaşı 43 ± 9,9 idi.

Katılımcılar, baz değerlendirme anketini doldurduktan sonra ağız kanseri teşhisi, yaşam kaybı veya çalışmanın bitiş tarihine kadar takip edildi. Daha önce kanser teşhisi konmuş bireyler, günlük kalori alımı olağan dışı olanlar (<600 veya >3500 kcal/gün) ve şekerli içecek tüketim verileri eksik olanlar çalışmaya dahil edilmedi.

Araştırmada yaş ve anket dönemi zaman ölçeği olarak belirlendi ve ağız boşluğu kanseri riski için tehlike oranları (TO) ve %95 güven aralıkları (GA) hesaplandı.

Şekerli içecek tüketimi kategorize edildi:

  • Ayda <1 şekerli içecek (referans grup)
  • Günde ≥1 şekerli içecek

Çarpıcı Sonuçlar

30 yıl süren takip sonucunda 124 ağız kanseri vakası tespit edildi.

  • Günde en az bir şekerli içecek tüketen kadınlarda ağız kanseri riski 4,87 kat daha yüksek (TO: 4,87; %95 GA, 2,47-9,60) bulundu.
  • Sigara içmeyen/hafif içici ve alkol kullanmayan/hafif alkol tüketen kadınlarda, eğer günde en az bir şekerli içecek tüketiyorlarsa ağız kanseri riski 5,46 kat arttı (TO: 5,46; %95 GA, 1,75-17,07).
  • Dil kanseri riskinde 4,53 kat artış saptandı (TO: 4,53; %95 GA, 1,85-11,11).
  • Dilin dışındaki ağız bölümlerinde kanser riskinde 5,24 kat artış gözlendi (TO: 5,24; %95 GA, 1,84-14,91).

Klinik Önemi

Araştırmacılar, göreceli risk artışının yüksek olmasına rağmen mutlak riskin düşük olduğunu belirtiyor. Çalışma yazarları, "Özellikle sigara içmeyen veya hafif içici ve alkol kullanmayan kişilerde gözlenen bu risk artışı dikkat çekici olsa da, mutlak risk 100.000 kişi başına sadece 3 ek vaka olarak belirlenmiştir. Bu nedenle, bulguların klinik bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Daha geniş ölçekli çalışmalar, farklı diyet modellerinin OCC riski üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için gereklidir" ifadelerini kullandı.

Çalışmanın Sınırlılıkları

  • Vaka sayısının az olması nedeniyle tahminlerin kesinliği düşük.
  • Çalışma yalnızca kadınları kapsadığı için sonuçlar erkekler için genelleştirilemez.
  • Histopatolojik analizler, yaş ve örnek sayısı nedeniyle sınırlıdır.
  • Katılımcıların çoğunluğu Avrupa kökenli olup, farklı etnik gruplarda benzer sonuçların değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *