Alzheimer hastalığı ve bunama için şu ana kadar kesin bir tedavi bulunmuyor. Mevcut tedavi yöntemleri genellikle hastaların semptomlarını hafifletmeye ve yaşam kalitelerini artırmaya yönelik olup, nörodejenerasyonun ilerlemesini engellemeye yönelik sınırlı etkilere sahip. Ancak, son zamanlarda yapılan araştırmalar, Alzheimer'a karşı çözümün beynimizde değil bağırsaklarımızda olabileceğini ortaya çıkardı.
Brain Behavior and Immunity Integrative dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, kefirin bu bağlamda potansiyel faydalarını inceliyor. Kefir, probiyotiklerle zenginleştirilmiş bir fermente süt ürünü olarak, sindirimi iyileştirme, kan şekeri ve kolesterol düzenleme gibi faydalarla biliniyor, Bu gastrointestinal avantajların, Alzheimer hastalığına karşı da koruyucu etkisi olabileceği aktarılıyor.
KEFİR ARAŞTIRILDI
Araştırmacılar, kefirin Alzheimer yönetimi açısından önemli faydalar sağlayabileceğini belirtirken, farklı çalışmalarda kefir tüketiminin iltihaplanma seviyelerinde azalma ve semptomların iyileşmesi gibi olumlu sonuçlar gösterdiği ifade ediliyor. Kefirin son yıllarda popülerleşen sağlıklı yaşam trendlerinin bir parçası olduğu ve tanınmış uzmanlar, özellikle fermente gıdaların bu tür hastalıkların önlenmesindeki potansiyeline dikkat çekiyor.
Çalışmalar, kefirdeki probiyotiklerin, bağırsak sağlığı üzerindeki etkilerinin yanı sıra beyinle olan ilişkisini gözler önüne seriyor. Bu özelliklerin, Alzheimer hastalığının önlenmesinde ve bunamanın geciktirilmesinde önemli bir rol oynayabileceği öne sürülürken, kefirin antiinflamatuar özellikleri de bu süreçte kritik bir faktör olarak görülüyor.

ARAŞTIRMALARDA SONUÇLARFARKLI ÇIKTI
Bir araştırmada, Alzheimer hastalığına sahip 13 bireye kefir verildiğinde, motor becerilerinde, bilişsel fonksiyonlarında ve hafızalarında iyileşmeler gözlemlenirken başka bir çalışmada, kefirin şiddetli Alzheimer vakalarında bilişsel fonksiyonları iyileştirmediği bulundu. Bu bulgular, kefirin mevcut tedavi yöntemleriyle birleştirilerek daha uzun vadeli etkiler yaratıp yaratamayacağını ve hangi dozajda en etkili olacağını anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini gösteriyor. Özellikle insan denemeleri, bu konuda daha net bilgiler sağlayacak.