Hülya Koçyiğit'ten Filiz Akın ve Fatma Girik'e mektup... Duygularını kaleme aldı

Hülya Koçyiğit, merhum meslektaşları Filiz Akın ve Fatma Girik hakkında duygusal paylaşımlarda bulunarak, iki ünlü isimle yaşadığı anıları da anlattı. Yakın dostları Filiz Akın ve Fatma Girik'i anan Hülya Koçyiğit, duygusal anlar yaşadı.

Filiz Akın, 2002 yılında nazofarenks (geniz) kanseri teşhisiyle uzun bir tedavi sürecine girmiş ve hastalığı yeneceği müjdesini almıştı. Ancak yaşının ilerlemesiyle birlikte bağışıklık sisteminin zayıflaması sebebiyle zaman zaman sağlık problemleri yaşadı. Filiz Akın, 82 yaşında tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu.

Fatma Girik, 24 Ocak 2022'de COVID-19 nedeniyle organ yetmezliği sonucu İstanbul'da 79 yaşında hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine naaşı, Muğla'nın Bodrum ilçesinde, Memduh Ün'ün yanına defnedildi.

İki yakın arkadaşını da toprağa veren Hülya Koçyiğit büyük bir üzüntü yaşadı.

Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik ile ilgili duygularını şu sözlerle kaleme aldı:

"Filiz Akın ve Fatma Girik ile ilgili duygularınızı mektup yazar mısınız?" diye sorulduğunda, içimde bir ürperti hissettim. Ne yazsam eksik kalacaktı. Çünkü yarım asrı aşan bir dostluğu birkaç satıra nasıl sığdırabilirdim ki?

Ne yazacağımı düşünürken fark ettim ki Fatma gittiğinden beri zaten içimden, onunla konuşuyorum. Şimdi de ne yazık ki bir dostumu daha anmak, Filiz'i de bu satırlara eklemek zorundayım... Söylemesi bile zor... Bir bir eksiliyoruz bu dünyadan ama geride bıraktıklarımız, hatıralarımız, dostluklarımız... İşte onlar hiç solmuyor. Fatma da Filiz de milyonların yüreğinde yaşamaya devam edecek. Bana düşen ise gitseler de hep yaşayacak olan bu dostluğu, kardeşliği ve sayısız anıyı anlatmak...

Bir gün Fatma aradı... Film gereği hepimizin hayran olduğu o upuzun, güzel saçlarının kısacık kesileceğini söyledi. Sesinde bir duygu karmaşası vardı. Hem hüzün hem de işine duyduğu tutkunun bir yansıması... O sahnenin onun için ne kadar zor olacağını biliyordum. O gün yanında olmak istedim. Asla unutmayacağım o anı... O güzelim saçları kesilirken, Fatma, kameranın önünde, ben ise arkasında gözyaşlarıma hâkim olamıyordum. Hiç gözümün önünden gitmez...

Canım Filiz'im, beyaz orkidemle ilk aklıma gelen anı, İlker'i dünyaya getirdiği zamandı. Onları evde ziyaret ettiğimde, İlker'i kucağıma almıştım. O an birlikte gözlerimizden süzülen sevinç gözyaşları... O mutluluğu kalpten paylaştığımız an... Filiz, ikinci evliliği nedeniyle uzun süre yurt dışında yaşadı, araya mesafeler girdi ama hep iletişimde kaldık. Ülkeye döndüğünde ise ne yazık ki kanser teşhisi konmuştu. Çok uzun yıllar bu hastalıkla savaştı. Bazen iyileşti, bazen geriledi ama her zaman güçlü ve asil durdu. Çünkü içimizde hep umut vardı.

Filiz, hastalığı boyunca yaşama tutunma gücünü, sevgisini ve saygısını asla kaybetmeden hepimize örnek oldu. Bir an olsun hayattan vazgeçmedi. "Çok kötüyüm" demedi hiç; her zaman "İyiyim, daha iyi olacağım" diyerek yoluna devam etti. Belki de iyileşemeyeceğini derinden biliyordu, ama bir tek sevenini üzmek, bir tek gözyaşını görmek istemedi. Sosyal sorumluluk projelerine olan bağlılığı, insanlara olan sevgisiyle her zaman örnek teşkil etti. 'Sarı Bilezik' kampanyasında, milyonlarca bileziğin satılmasını sağlayarak, o küçük ama değerli dokunuşlarıyla mamografi cihazının alınmasını mümkün kıldı. Ah, Filiz'im, o güzel kalbinle, o temiz yüreğinle kim bilir kaç insana umut oldun, kim bilir kaç hayatı değiştirdin... Senin emeklerin, senin iyiliğin, asla unutulmayacak."

İLGİLİ HABERLER