Esen, "Daha Kasım ayında, Etki Ajanlığı yasası gibi önemli bir düzenlemeyi torba yasa ile meclisten geçiren iktidar, bu yasayı basın mensuplarını susturmak için bir silah olarak kullanmaya başlamıştır. Bugün gelinen noktada gazeteciler, hukukla bağdaşmayan ve muğlak tanımlar içeren suçlamalarla tutuklanmaktadır" dedi.
Esen, gazetecilerin "Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması" ile "Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs" gibi iddialarla tutuklanmalarının, basın özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne darbe vurduğunu belirtti. "Basın mensuplarının ve sivil toplumun susturulması, demokratik ilkelerimize aykırıdır. Yargının siyasi bir baskı aracı haline getirilmesi, hukukun belirsizleştirilmesi ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, ülkemizin demokratik kazanımlarına büyük zarar vermektedir" diyen Esen, gazetecilere yönelik baskılara derhal son verilmesi çağrısında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın sözlerini hatırlatan Esen, "Bir menajerin etki ajanlığı suçlamasıyla tutuklanması ancak kara komedi dizilerinde görülebilir. Gazetecileri, sanatçıları, muhalif sesleri susturarak gerçekleri gizleyemezsiniz. Adalet herkes için gereklidir ve bir gün bu baskı mekanizması size de dokunabilir" şeklinde konuştu.
Esen ayrıca, Suat Toktaş'ın tutuklanmasının, basın üzerindeki baskıların geldiği noktanın açık bir göstergesi olduğunu belirterek, diğer tutuklanan gazetecilerin de ancak imza şartıyla serbest bırakılmasının hukukun keyfi uygulanmasına dair endişeleri artırdığını vurguladı. "Boşanmak isteyen eşini korkutmak için çocuğunu dövdüğü videoyu paylaşan bir baba serbest bırakılırken, sadece gazetecilik yapmaya çalışan insanların orantısız müdahalelerle özgürlüklerinin kısıtlanmasını kabul edemeyiz" dedi.
Hibya Haber Ajansı
