Dayanıklı İnsanların Özellikleri
Travmatik deneyimler, hayal kırıklıkları ve yas başta olmak üzere pek çok etken, kişilerin tükenmiş hissetmelerine neden olabilir.
Mental Anlamda Dayanıklı Olmak
Ancak mental anlamda dayanıklı olan kişilerin, sorunlarla mücadele etme şekilleri daha farklıdır.
Dayanıklılığı Araştırmak
ABD'li psikoterapist Vikki Stark, bireylerin olaylar karşısındaki psikolojik dayanıklılığını araştırırken, Dr. Lucy Hone'un çalışmalarını ele aldı.
Dr. Hone'un Buluşları
Dr. Hone, bir araba kazasında 12 yaşındaki kızını kaybetmesinin ardından, mentali güçlü olan insanların özelliklerini sorgulamaya başlamış ve bu konuda önemli bulgulara ulaşmıştı.
Dayanıklı İnsanların Sırları
Dr. Hone, TedX konuşmasında dayanıklı insanların üç önemli sırrını şu şekilde sıraladı: 1.
Acıyı Kabul Etmek
Acı, hayatın bir parçasıdır Dayanıklı insanlar, acının insan varoluşunun bir parçası olduğunu kabul ederler.
Zor zamanlarda "Neden ben?" demek yerine "Neden ben olmayayım?" sorusunu sorarlar.
Herkesin hayatında kötü şeyler olabilir ancak bu durum, insanı ya batırır ya da yüzdürür.
Fayda Bulma Yeteneği
Dayanıklı insanlar, dikkatlerini nereye vereceklerini çok iyi bilirler.
Gerçekçi bir bakış açısıyla, değiştiremeyecekleri şeyleri kabul ederken, değiştirebilecekleri durumlara odaklanırlar.
Bu esnada sahip olduklarını kaybetmemeye özen gösterirler.
Kendine Sorular Sormak
Verywell Mind'da yer alan habere göre, dayanıklı insanlar, kendilerine sürekli olarak "Bunu yapmak bana yardımcı mı olacak yoksa zarar mı verecek?" sorusunu sorarlar.
Eski fotoğrafları silmek ve sosyal medyada gezinmeyi bırakmak gibi adımlar, kişinin kendisini daha iyi hissetmesine katkı sağlayabilir.
Bu soru, kişininkontrolü tekrar ele almasına ve düşünce süreçlerinin daha sağlıklı şekilde ilerlemesine olanak tanır.
Öz Bakım Alışkanlıkları
Aile, arkadaşlar veya bir destek grubuyla iletişimde kalmak, yalnızlık hissini azaltır ve duygusal rahatlama sağlar.
Sosyal bağlar, kişinin yaşadığı stresin etkisini azaltmada tampon görevi görür. Özellikle güvenilen kişilerle duyguları paylaşmak, beynin tehdit algısını azaltarak, stres hormonlarının düzeyini düşürebilir.
Düzenli uyku, dengeli beslenme, fiziksel aktivite gibi temel öz bakım alışkanlıklarının sürdürülmesi, ruh sağlığının temel yapıtaşlarını oluşturur.
Egzersiz yapmak, beyindeki endorfin ve serotonin gibi "iyi hissettiren" kimyasalların salgılanmasını artırarak, depresyon belirtilerini hafifletebilir.
Zorlu süreçler karşısında tek başına baş etmek mümkün olmadığında, bir ruh sağlığı uzmanından destek almak önemlidir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi, stresle başa çıkma becerilerini geliştirmede ve duygusal yükü hafifletmede etkili olabilir.