Fransa’da gece boyunca birçok cezaevine yönelik saldırılar düzenlendi. Yetkililer, bu saldırıların hükümetin uyuşturucu kaçakçılığına karşı attığı adımlara tepki olarak gerçekleştiğini söyledi.
Güneydeki Toulon kentinde bir cezaevine otomatik silahlarla ateş açıldı. Diğer cezaevlerinin önünde araçlar yakıldı. Cezaevi çalışanlarına tehditler savruldu.
Saldırıların organize olup olmadığı ya da faillerin kimliği henüz netlik kazanmadı. Fransız medyası hedef alınan cezaevleri arasında Fransa'nın güneyindeki Toulon, Aix-En-Provence, Marsilya, Valence ve Nimes ile Paris yakınlarındaki Villepinte ve Nanterre'in bulunduğunu bildirdi.

'BEYAZ TSUNAMİ'
Adalet Bakanı Gérald Darmanin, gece yaşanan saldırılardan sonra Toulon’daki cezaevini ziyaret edeceğini açıkladı. Darmanin, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada “Bazı cezaevlerinde, hapishane personeline gözdağı verilmek istendi. Araç yakmaktan otomatik silahlarla ateş etmeye kadar farklı yöntemler denendi. Fransa bir uyuşturucu kaçakçılığı sorunuyla mücadele ediyor" dedi.
İçişleri Bakanı Bruno Retailleau da valilere, polis ve jandarma birliklerine cezaevleri ve personelin korunmasını artırma talimatı verdi.
Fransa’da son yıllarda Güney Amerika’dan gelen rekor düzeyde kokain, suç örgütlerini güçlendirdi. Uyuşturucu piyasası büyük şehirlerden taşraya yayıldı. Kokain ticareti rekor kırdı.
Çete şiddetindeki artış aşırı sağın oylarını da yükseltti. Darmanin ve Retailleau, uyuşturucu ile mücadeleyi siyasi öncelik haline getirdi.
Şubat ayında yalnızca 2024’ün ilk on bir ayında 47 ton kokain ele geçirildi. Retailleau buna “beyaz tsunami” adını verdi.

FRANSA HÜKÜMET KARŞILIĞI HAZIRLADI
Fransa hükümeti, hapishanelerdeki çete ağlarını kırmak için yeni önlemler alıyor. Darmanin, ülkenin en tehlikeli 100 uyuşturucu baronunun hücrelere alınması önerisini gündeme getirdi.
Mecliste ise uyuşturucu kaçakçılığına karşı kapsamlı bir yasa tasarısı görüşülüyor. Bu yasa kapsamında örgütlü suçlarla ilgilenecek yeni bir ulusal savcılık kurulacak ve polise daha geniş yetkiler verilecek.
Şubat ayında, "Sinek" lakaplı kaçak suçlu Muhammed Emre’nın yakalanması, hükümet için sembolik bir başarı oldu. Bu olay, sağcı çevrelerce devletin suçla mücadelesinin yetersiz kaldığının kanıtı olarak gösterilmişti.
Emre’nin taşındığı hapishane aracı pusuya düşürülmüş ve bu esnada iki hapishane görevlisi, çete üyeleri tarafından öldürülmüştü. Emre, bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra yeniden yakalandı.